Evlilik Yıldönümü! (Tuğçe 32 Y., Muğla)
Merhaba, ismim
Tuğçe. 32 yaşındayım, 3 yıllık evliyim ve
yakın zamanda bir de çocuğum oldu. İyi bir işim ve mutlu bir
evliliğim vardı. Kumralım, 1.70 boyundayım ve 48 kiloyum.
Zayıf olmama rağmen biçimli bir popom vardır (pilates
sağolsun). Memelerim A-Cup. Belki de vücudumda sevmediğim tek
yanım memelerimin küçük olması. Kocamla birbirimizi severek evlendik.
Seks hayatımız da çok iyiydi. Tutkulu ve romantik sevişirdik.
“-dik” diyorum, çünkü uzun bir süredir sevişmedik. Hikayem de
bununla başlıyor zaten.
Hamilelik,
doğum vesaire bu işlere mecburi ara verdik. Ama ben hazır
olduğumda da kocam bana yanaşmadı. Hatta 4-5 kez de bahanelerle
beni reddetti. İlk başlarda anlayışlı olmaya
çalıştım ve ona çok kızmadım. Bu sürede de ben
mastürbasyon yaparak kendimi tatmin ettim. Pørnø sitelerini, hatta sürekli seks
hikayeleri okuduğum bu siteyi de bu dönemde öğrendim. Kocama
karşı anlayışlı tavrım ise evlilik
yıldönümümüzde değişti. O gece özel bir yemek yapmış,
şık ve sexy giyinmiştim. Ama kocam o gece de beni sikmek istemeyince,
“Artık beni arzulamıyorsun!” diyerek kavga ettik, ben evden
çıkıp en yakın arkadaşım İpek’in yanına
gittim. Bütün gece dertleştik.
İpek biraz
uzaklaşıp kafa dağıtmanın bana iyi geleceğini
söyledi. Ve ertesi gün Bodrumda’ki yazlığımıza gitmek için plan
yaptık. Ertesi sabah annemi arayıp çocuğa
2-3 gün bakmasını rica ettim ve evden de bir bavul hazırlayıp
yola çıktık. Bu arada İpek benim üniversiteden beri 10
yıllık arkadaşımdı. Benden bir yaş küçük ve
bekar. Benim aksime o biraz daha kısa ve kıvrımlı bir
vücuda sahip. Gittiğimiz ilk akşam meyhanede dertleştik. Ben
sürekli, “Artık güzel değil miyim, tüm doğum
kilolarımı verdim, karnım bile dümdüz, kocam beni neden
istemiyor?” diye ağladım. İpek de teselli etti.
Ertesi gün tüm gün
havuz, güneş, bira takıldık. Akşam da İpek tutturdu
eğlenmeye çıkalım diye. “Klüpte erkeklerin ilgisini görünce
ne kadar güzel bir kadın olduğunu hatırlayacaksın, keyfin
yerine gelecek” diye beni ikna etti. Ben de kocamın beni evlilik
yıldönümümüzde reddettiği elbiseyi giydim. Elbise siyah,
askılı ve derin sırt dekolteli ve miniydi. Göğüs dekoltesi
yok gibiydi, ama sırtım tamamen açıktı. İpek de benim
tersim derin göğüs dekolteli mini bir çiçekli elbise giymişti.
Akşam 20:00 gibi bir mekana gittik. Zaten tüm gün içtiğimiz için 1-2
birşey içip kendimizi dansa vermemiz uzun sürmedi. Tabi bu sırada
bazı erkekler geliyor, bazıları da uzaktan kesiyordu.
Hiçbirinden hoşlanmadığımız için yüz vermiyorduk.
Bir ara
soluklanıp birşeyler içmek için kokteyl masasına geçince, hemen iki
erkek ellerinde içkilerle yanımıza geldiler. İkisi de 1.80-1.85
boylarında, kaslı ve geniş omuzluydular. Hoş vücutları
vardı, ama, kısa, dar paça pantolonlu, beyaz yapışan
gömlekli, nargileci tiplerdi. Normalde bu tip erkeklerden hiç hoşlanmam,
ama nedense o gece gözüme bir hoş geldi ve uzattıklari içkiyi
aldım. Yanımıza gelmeden önce zaten bizi
paylaşmışlar. Benim yanıma gelenin adı Engin,
İpek’in yanına giden de Aslan’dı. Yaşları da en fazla
25 falandır. İpek tiplerden hoşlanmadığını
bana kaş gözle anlatıyordu, ama ben anlamamazlıktan geldim ve
Engin ile dans etmeye başladık.
İlk başlarda
düzgün dans ederken, vakit geçtikçe Engin bana sokulmaya
başlamıştı. Arada belimden sıkıca kavrayıp
iyice kendine çekiyor, öpüşme mesafesinde dans ediyorduk. Sonra belimi
bırakınca ben yine 1-2 adım uzaklaşıyordum. Bu
sırada da İpek ile aslan da dans ediyordu, ama İpek aslanın
yakınlaşmasına izin vermiyordu. Bir ara ben Engin’in önünde
arkamı dönüp dans etmeye başladım. O da hemen götüme sürtünmeye
başladı. Dar kumaş pantolonunun altındaki sikinin
sertleştiğini hissedebiliyordum. Ben kendimi geri çekmeyince,
boynuma, omuzlarına küçük öpücükler kondurmaya başladı.
Heyecandan ellerim buz gibi olmuştu.
O sırada
İpek gelip, “Tuvalete gidelim!” dedi. Tuvalete gidince de,
“Kızım ne yapıyorsun demeyeceğim de, o kadar
erkeğin arasında bu tiplerle mi yapacağız?” diyerek kızdı.
Ben de, “Merak etme, biraz oynaşacağız sadece, sen
istemiyorsan yapma!” dedim ve tuvaletten çıktık.
Yine Engin’in
önüne geçip, bu sefer ben sürtünmeye başladım. Engin de cesaretlenip
bir elini bacağıma atıp okşamaya başladı. Elini
yavaşça elbisemin içine ilerletirken diğer eliyle de mememi
okşadı. Eli külotuma doğru ilerleyince elini tutup çektim ve
yüzümü döndüm. O an burun buruna geldik ve dudaklarına
yapıştım. Barın ortasında deli gibi öpüşmeye başladık.
Bu anı en son 10 sene önce öğrenciyken
yaşamışımdır. Engin’in de eli hiç boş durmuyor,
bu sefer de iki eliyle popomu okşuyordu. Birkaç dakika öpüştükten
sonra yine içki molası verdik.
Aslan ve İpek
de yakınlaşmaya başlamıştı. Ben yine dans etmek
için Engin’in elinden tutunca, belimden kavrayıp kulağıma,
“Ben yoruldum burdan, daha sakin bir mekana gidelim!” dedi. Ben de, “Tamam!”
deyip toplandım ve İpek’le Aslan’ın yanına gidip, “Biz
başka yere geçeceğiz!” dedik. İpek hemen lafa atlayıp,
“Biz burda iyiyiz!” dedi. Vedalaşırken de İpek
kulağıma, “Dikkatli ol!” diye fısıldadı. Ben
de, “Merak etme, ileri gitme niyetinde değilim!” dedim. Ama
kulüpten çıkınca, Engin, “Sahile mi gitsek?” diye sorunca,
ben, “Direkt sana da gidebiliriz!” dedim.
Engin’in gözleri
parladı ve hemen oteline gittik. Odaya girer girmez çantamı sehpaya
atıp lavaboya girdim. Çıktığımda Engin gömleğini
çıkarmış, tekli koltukta oturuyordu. Minibardan bir viski
açıp bardaklarimıza koymaya başladım. Bu sırada da
Engin, “Telefonun geldiğimizden beri çalıp duruyor!” dedi.
Dönüp elimde bardaklarla yanına geçene kadar telefonumu almış
ekrana bakıyordu. Şaşkınlıkla, “Sen evli misin?”
diye sordu. Telefonda arayan kocamdı. Ben de bardaklardan birini ona
uzatıp, sakince kucağına oturdum ve “Bu gece benim tek
kocam sensin!” deyip dudaklarını öpmeye başladım.
Biraz
öpüştükten sonra kalkıp önünde yere oturdum. Yavaş yavaş
kemerini çözdüm, sonra fermuarını açıp pantolonunu
sıyırdım. Sonra da boxerını. Siki dimdik olmuş ve
başı da kıpkırmızıydı. Bu sırada da
Engin keyifle beni izliyor ve içkisini içiyordu. Ben de bardağımı
shot yaptım ve ayağa kalkıp tekrar dudaklarına
yapıştım. Biraz öpüşünce Engin de ayağa kalktı ve
arkamı çevirdi. Bir yandan sırtımı öpüp bir yandan da
elbisemi çıkarttı. Karşısında dantelli külotumla
kalınca da bir hışımla yatağa götürdü beni. Yatakta boynumu,
memelerimi hatta karnımı bile öpüyor, yalıyordu. Siki
bacağıma sürtündükçe heyecanım iki katına
çıkıyordu.
Engin yavaşça
memelerimden karnıma, oradan da kasığıma geçti.
Baldırlarımı öperek külotumu çıkardı ve bacaklarımı
omzuna aldı. Sikini yavaşça amıma yerleştirdi. Amım
zaten sırılsıklamdı, Engin de zorlanmadan girmeye
başladı. Ama siki gerçekten uzundu ve sanki sok sok bitmiyordu.
Tamamını içime aldığımda artık
yastıkları tırnaklıyordum. Bir müddet durup yavaş yavaş
git-gel yapmaya başladı. Ben inledikçe de Engin
hızlanıyordu. Birkaç dakikada ben kasılarak orgazm oldum. Ama
Engin aynı tempoda devam ediyor, “Aşkım, harikasın,
çok güzelsin!” diye inliyordu. Ben tam ikinci kez orgazm olurken de
yavaşlar gibi oldu, ama sonra sikini çıkarıp misyoner
pozisyonunda sikmeye devam etti. Toplam yarım saatten fazla siktikten
sonra inleyerek içime boşaldı. Ben de 4 kez orgazm olmuştum.
Engin sikini amımdan çıkardığında halen dimdikti.
Biraz
soluklanıp birer viski daha içip öpüştük. Engin, “Bebeğim
senle anal yapmak istiyorum!” diye kulağıma
fısıldadı. Ben de yatakta doğruldum ve önünde domalıp,
“Bu gece seninim canım, beni istediğin gibi becer!” dedim.
Engin de hemen arkama geçti. Önce biraz götümü dilledi. Bu sırada da durup
durup bana iltifat ediyordu. Sonra da sikinin başını
yavaşça götüme dayayıp sokmaya başladı. Amıma
yaptığı gibi hızla sokamıyordu. Hepsini oktuktan sonra
da yine önce yavaş sonra hızlı tempo sikmeye başladı.
Ben hem acıdan hem de zevkten çığlıklar atıyordum.
Engin de, “Harikasın, dayanamıyorum sana, müthişsin!”
diye diye boşaldı. Bu sefer maksimum 10 dakika sürmüştü.
Nefes nefese
yanıma yattı. Bir içki molasından daha sonra bu sefer ben
hareketlendim ve inmiş sikini yalamaya başladım. Engin de
hafifçe doğrulup sırtını yatağın
başlığına vermiş, anın tadını
çıkarıyordu. Siki saniyeler içinde yine dimdik olmuştu. Sikini
tamamen ağzıma alıyor, taşaklarını emiyordum. Bir
ara bir fotoğraf sesi duyunca fırladım. Engin elinde telefon,
fotoğrafımı çekmişti. Refleksle elinden telefonu kapıp,
“Napıyorsun sen?” diye çıkıştım. “Birşey
yapmadım, bizim Aslan’a atacaktım fotoğrafı!” dedi
panikleyerek. Tabi ben fotoyu göndermeden sildim. Engin de, “Özür dilerim,
kötü niyetim yoktu. İpek bu salağı mekanda bırakmış
gitmiş. Bu da tek başına odasındaymış.
Azıcık kıskandırayım, hem de o da bakarak 31 çeksin
diye atacaktım. Söz bir daha telefon falan yok!” dedi.
Ben de,
“İpek de ayıp etmiş, şimdi Aslan’a üzüldüm. O zaman onu
da çağır da yazık tek başına sıkılmasın!”
dedim gülerek. Engin bu dediğime çok şaşırdı, “Bak
çağırıyorum?” diye tekrar tekrar sordu. Ben,
“Çağır, ciddiyim!” deyince de mesaj atıp
çağırdı. Viskimiz bittiği için gelirken de viski
getirmesini istedik. Bu sırada ben de duşa girip çıktım.
Benden sonra da Engin girdi.
Ben bornozla
uzanırken kapı çaldı ve Aslan geldi. Elinde birazı
içilmiş viski şişesi yalpayalarak odaya girdi. Şöyle bir
beni baştan aşağı süzdü. Hiçbir şey demeden bornozumun
önündeki kuşağı çözüp beni sertçe duvara dayadı.
Eğilip memelerimi öpmeye, ısırmaya başladı. Sanki
sevişmiyor, ayı gibi saldırıyordu. Ben acıyla
bağırınca da dudaklarıma yapışıyordu.
Hayatımda ilk defa böyle bir sevişme yaşıyordum. Onu odaya
ben çağırmıştım, ama sanki zorla girmiş gibi
davranıyordu. Bir yandan memelerimi yalayıp yutarken, bir eliyle de
amımı parmaklamaya başladı…
Sonra pantolonunun
fermuarını açıp sikini çıkardı ve amıma tek
seferde soktu. Yavaş yavaş git-gel yapıyordu, ama sertçe
yapıyordu ve canımı acıtıyordu. Sanırım siki
Engin’inkinden kısaydı ama daha kalındı. Bu şekilde
sikişirken Engin de duştan çıktı ve yatağa uzanıp
bizi izlemeye başladı. Benim için de acıyla zevk birbirine
karışmış ve orgazm olmuştum. Aslan da bir yandan
sikiyor bir yandan viski şişesini bir tepesine dikiyor, bir bana
içiriyordu…
Beni ayakta 15
dakika falan siktikten sonra Aslan içime boşalıp gidip yatağa
uzandı. İkisi de yatakta yanyana çırılçıplak
yatmış, ben üstümde bornozla önüm açık dikilirken bana
bakıyorlardı. Ben de ne yapacağımı bilememiştim.
Sessizliği Aslan bozdu, “Kanka bu nasıl güzel karı böyle
ya, ben hayatımda bunun gibisini sikmedim!” dedi. Engin de, “Kardeşine
dua et, bak seni de çağırdım!” dedi. Sanki ben yokmuşum
gibi konuşuyorlardı. Engin bana, “Canım, bak misafirimizin
siki inmiş, yardımcı ol!” dedi. Aslan da heyecanla, “Yok
artık, sakso da mı çekiyor?” dedi. Ben de bir şey demeden
bornozumu çıkarıp yatağa geçtim ve Aslan’ın sikini ve
taşaklarını yalamaya başladım…
Bu sırada
yine ben yokmuşum gibi konuşmaya devam ediyorlardı. Engin,
“Kanka bu gece sabaha kadar her deliğini sikeceğiz, merak etme!”
diyor, Aslan da, “Yok şöyle sikeceğim, böyle sikeceğim!”
diye konuşuyordu. İkisi ben 5 dakika yalayana kadar koca
şişe viskinin çoğunu içmislerdi. Sonra Engin saçımdan tutup
kafamı sikine yöneltti. Aslan da kalkıp kalkıp arkama geçip,
“Domal bakalım!” dedi. Ben de dediğini yaptım. Önümde
Engin’in sikini yalarken, Aslan da sikini götüme geçirmeye
çalışıyordu. Ama o kadar hızlı sokmaya
çalıştı ki, canım yandı ve ve kendimi kasıp
girmesini engelledim. Aslan da ilerleyemedikçe daha sert sokmaya
çalışıyordu. Benim de gözümden yaşlar akmaya
başladı ve Engin’in sikini de yalamayı bıraktım. Arkamda
Aslan, “Kasma kendini, serbest bırak!” diyerek popomu
şaplaklıyor, Engin de sikiyle yüzüme vurup, “Hadi yala!”
diye kızıyordu.
O an kendime, (Ben
burda napıyorum?) diye sordum. Bir saat önce bana tapan Engin, Aslan’la
birlikte ayıya dönmüş, bana orospu, köle muamelesi yapıyordu.
Ama ben de itiraz etmek yerine dediklerini yapıyordum. Ben kendimi biraz
serbest bırakınca Aslan götüme sikini komple geçirdi. Ben çığlığı basınca da Engin
ağzıma sikini soktu. Aslan, “Kanka beli çok ince,
kırmayalım!” deyip güldü. Engin de, “Valla ben sikerken öyle
bir kasıldı ki, tüm kaburgaları sayılıyordu. O an
kırılmadıysa bir daha kırılmaz!”
dedi gülerek. Böyle konuşmalarından hem rahatsız oluyordum, ama
bir yandan da orgazm olmaya devam ediyordum…
Aslan içime
boşalınca yer değiştirdiler. Engin götümü sikiyor, ama bir
türlü boşalmıyordu. Aslanın siki kalkınca yatağa yattı
ve üstüne çıkmamı söyledi. Engin de sikini götümden
çıkarınca dediğini yaptım ve Aslan’ın sikinin üstüne
oturdum, amıma aldım. Sonra Aslan beni sıkıca
kucakladı, göğüslerimiz birbirine değiyordu. Popom
açığa çıkınca da Engin arkama geçip götüme sokup sikmeye
başladı. Şimdi içimde iki yarak vardı, biri amımda,
biri götümde. Ben deli gibi inliyor, ardı ardına orgazm oluyordum.
Engin ve Aslan ise hiç konuşmadan, sanki makina gibi sikiyorladı…
Sonunda ikisi de
boşalınca kalktılar ve yer değiştirdiler. Artık
benim halim kalmamış, tüm kaslarım ağrıyordu. Kendimi
onlara teslim etmiş, bitirin de yatalım modundaydım. Yarım
saat kadar siktiler, ama bu sefer boşalmadan üstümden ve altımdan çekildiler.
Ben şimdi hangi pozisyonda yapacağız diye onlara bakarken,
kalktılar ve karşımda 31 çekmeye başladılar. Ben ne
oluyor demeye kalmadan da yüzüme boşalmaya başladılar. Yüzüm, gözüm,
dudaklarım, saçlarım hep döl olmuştu. Aslan sikinde
kalanları ve eline bulaşanları memelerime siliyordu. Yüzümden
akan döller de boynuma süzülüyordu. İkisi de kahkahalarla bana
bakıyordu…
Ben de
fırlayıp banyoya girdim ve yarım saate yakın duş
alıp temizlendim. Duştan sonra odaya geçtiğimde ikisi de halen
uyanıktı. “Gel bakalım!” diye beni yatağın
ortasına aldılar. Biri bir yanımda, diğeri öbür
yanımda yatıyordu. Bornozumu çıkarıp soydular. Sakin sakin
oynaşmaya başladılar. Kimi kolumu öpüyor, kimi göbeğimi.
Ben, “Artık yeter, ben uyumak istiyorum!” dedim kararlı bir
tavırla. Engin de, “Canım sen yoruldun mu, iki yarrak çok mu
geldi?” diye güldü. Aslan hiç oralı olmadan mememi öpüp
yalıyordu, sonra bir anda fırlayıp, “Lan ağzıma
bir şey geldi, bu ne?” diye bağırdı. Mememi emince sütüm
gelmişti. Ben bir şey demedim. Engin de hemen, “Ne o lan?”
diyerek mememi emmeye başladı. Sonra da, “Lan memeden ne gelir,
süt işte, baksana!” diyerek emmeye devam etti. İki sarhoş
bir süre daha memelerimle oynadıktan sonra üçümüz de sızdık…
Sabah da ikisi uyurken
yavaşça kalkıp giyinip gittim. İpek’e, üçlü
yaptığımızı anlatamadım, ama Engin’le
seviştiğimi anlattım :)
[Tuğçe]